16 Ocak 2012 Pazartesi

YA SOL İKTİDAR YA DA SİYASAL İNTİHAR!


 Değişim olmadan, gelişme mümkün değil. Her gelişim bir değişimin sonucudur. Değişime direnerek gelişmek, yaşamı yakalamak ve yaşamın gerekliliklerine yanıt verebilmek mümkün değildir. Böylesi bir durum eşyanın tabiatına aykırı bir durumdur. Değişemeyenler gelişemez ve tarihin bir noktasında takılıp kalırlar…

Buda tükeniştir.

CHP kaçınılmaz olan bu değişim sürecini yaşayarak, gelişebilecek ve iktidar olabilecek midir?


CHP’de son yaşanan olumlu süreç bu konuda pek çok kesimi, çok haklı olarak umutlandırdı. Gerçek anlamda bir sosyal demokrat bir iktidar, Türkiye’nin önünü açacak ve gerici kuşatmanın kırılmasına olanak sağlayacaktır. Yaşanan süreç tüm demokrasi güçleri için ciddi kaygılar taşıyan bir süreç. Gericilik- faşizm artık tehdit olmaktan çıkmış, iktidar olmuştur. Bu noktadan bakıldığın da demokratik bir iktidarın önemi çok daha yakıcı bir şekilde kendini dayatmaktadır. Böylesi bir demokratik iktidar CHP’siz mümkün görünmemektedir. CHP’nin ise böyle bir iktidarı yakalayabilmek için kendi dışındaki demokrasi güçlerine ve gerçekten demokratik politikalara ihtiyacı vardır.

CHP yeni bir süreç yaşıyor. Bu gün CHP’de, yıllardır kendi önünü tıkayan, statükocu, yanlış politik anlayıştan kurtulmaya çalıştığı izlenimi veren yeni bir yönetim ve anlayışın var olduğu gözlenmektedir. Bu anlayışı cesaretlendirerek, statükodan kopuşuna destek vermek gereklidir. Bu durum çok iyi değerlendirilmeli ve bu gerçeklikten hareketle pratik tavır geliştirilmelidir.

CHP bu yeni sürecin de;


*Aile sigortası,

*Seçim barajının indirilmesi,

*Dokunulmazlıkların kaldırılması,

*Zorunlu din derslerinin kaldırılması

*Şiddetin durması noktasında ayırımsız genel af,

*İşsizlik maaşı ve aile sigortası paralelinde sosyal politikalar,

*Yoksulluğun yenilmesi noktasında siyasal bir kararlılık,

*Toplumsal barış projesi,

*Anadilde öğretim,

*Yolsuzluğa ve talana karşı refleks

*Yeni ve gerçekten demokratik bir anayasa,

*Ve en önemlisi parti içi demokrasi açılımı,

*YÖK’ün kaldırılması,

*AB üyeliği,

*Darbe karşıtlığı,

*Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gibi pek çok ciddi siyasal değişimlere yönelmiştir.


Genel hatlarıyla maddeleştirmeye çalıştığımız bu değişim noktaları Türkiye’nin içinde bulunduğu bu gerici kuşatma sürecinde çok önemlidir. CHP’nin statükodan kopuşunun ifadesi olacak olan bu gelişmeleri izlemek ve süreç içerisinde CHP’ye bir şans vermek gereklidir. Hal böyle iken Sol yapılar neden CHP’nin yakınında görünme kaygısıyla, farklı tavırlara girme gerekliliği duyuyorlar. CHP bu tolerans hak etmiyor mu?


Bu konuda açık yürekli olmak ve hiçbir komplekse girmeden tartışmak gerek. Gericiliğin ve faşizmin bir tehdit olmaktan çıkıp iktidar olduğu bir süreçte, birlikte yol alacağımız, gerçekten demokratik ilkelerle hareket edeceğine güvendiğimiz anlayışlarla ve yapılarla birlikte yürümenin yollarını aramalıyız.

Ben Kemalizm karşıtı değilim. Ancak Kemalizm’in bu günün gerçekliğine yanıt veremediğini düşünerek, eleştirenlerdenim. Her şey değişirken, değişmez iddiasında ki ilkelerin yüz yıla yakın bir süredir doğru olması veya doğru kabul edilmesi düşünülemez. Yaşama denk düşen her ideoloji canlı, devingen ve değişebilir olmalıdır. Aksi halde gelişmesi ve bütün bir toplumu kucaklaması mümkün değildir.


CHP’nin bu yeni sürecinde bir şansı hak ettiğini düşünüyorum… Yola çıktığı ve önemli bir kısmını paylaştığım iddialarını gerçekleştirme çabalarına destek verilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu konuda cesarete ihtiyacı var. Yüreklendirilmeye. Reformist sol bir açılımda destek görmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum… Hiçbir sol, etnik ya da mezhepsel komplekse girmeden bu şansın CHP’ye verilmesinin, aynı zamanda kendimize de verilmiş olduğunu görmek gerektiğini söylüyorum…

Barışçıl demokrasi mücadelesi denilen şey, böylesi bir birlikteliği, işbirliğini, tavır ortaklığını gerektirmektedir. Gerici güçlerle, ilerici güçler arasında ki bir ciddi hesaplaşmada, irticacın iktidar olduğu, sivil diktatörlüğün adım adım oluşturulmaya çalışıldığı bir tarihsel süreçte, birlikte adım atabileceğimiz tüm güçlerle ortak tavır geliştirmeliyiz.

Hiçbir komplekse, hiçbir sol söylemin gölgesinde kalmadan, her şeyi konuşarak, demokrasi mücadelesine ivme kazandırmaya çalışmalıyız.

CHP statükocu güçlerle, demokrasi güçleri arasında ki çatışmada bir yol ayrımıdır. CHP ya siyasal iktidara yürüyecektir, ya da siyasal intihara. Saflar netleşmeli ve soluksuz bir mücadeleye girilmelidir. Özgür ve demokratik bir ülke kaygısı taşıyan tüm güçler bu noktada önceliklerini yeni baştan belirleyip, ilk adımda birlikte hareket edebilmenin koşullarını yaratmalıdırlar.

Aklın solu birdir. Birlikteliktir. Birliktelik gelecektir…


VAZGEÇEMEYİZ…