5 Ocak 2012 Perşembe

BAYKAL NE İSTİYOR?

Yıldırım demokratlar ekibi yeniden harekete geçmişler. Tüzük kurultayı için imza toplamaya çalışarak CHP genel merkezine karşı bir hamle yapmayı planlıyorlar.  Bu ilk hamle de yıpratıp sonrası atacakları adımlar için zemin oluşturacaklar. Sonrası adım ise Genel başkanlık olacaktır.


Hatırlanacağı gibi CHP eski genel başkanı Deniz Baykal, eski sekreteri ile uygun olmayan görüntülerinin yer aldığı görüntülerin yayınlanması ertesinde, görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı. Adeta deprem gibi yaşanan bu olay sonrasında Kemal Kılıçdaroğlu kurultayın tek adayı olarak girdiği seçimlerden genel başkan olarak çıkmıştı. Sonrasında ise yeni bir CHP süreci başlamış oldu.

Bu yeni değişimde yaşanan en önemli gelişim, partinin korkuya dayalı siyasal söyleminin değişiminde yaşandı. Şeriat korkusu ve cumhuriyet tehditti üzerine oturtulmuş olan ve on yılı aşkın bir süredir kullanılan bu söylem yerini daha kitlesel ve yaşamlar sorunların çözümüne dönük söylemlere bıraktı. Artık CHP demokrasi konusunda ciddi vurgular yapan, projeler üreten ve halkın yaşamsal sorunları ekseninde siyaset yapan bir parti noktasına doğru hızlı adımlarla bir dönüşüm sürecine yöneldi.

CHP siyaset değiştirdikçe, 15 yılı aşkın süredir CHP’yi kadükleştiren anlayışlar yeniden huzursuzlanmaya ve parti içi iktidar telaşıyla yeniden kıpraşmaya başladılar. Hedef iktidar olunca, hiç yan yan gelemeyeceği düşünülen SAV ve Baykal yeniden kol kola girmekten geri durmadılar. İstedikleri tüzük değişikliğinde, çarşaf listenin ve ön seçimin tüzük güvencesine alınmasını istiyorlar. Yani 17 yılı aşkın yönettikleri CHP’de bir gün bile ağızlarına almadıkları,  gerçekten demokratik olan bu talepleri, partinin demokratikleşmesi için istediklerini düşünmek sanırım komik olur. Hiçbir inandırıcılığı yoktur ve eğer bu yöntemle bir yol açar ve yeniden partiyi yönetme şansı elde edebilirler ise, ilk yapacakları şey yine bir tüzük değişikliği ile bu demokratik mekanizmaya son vermek olacaktır. Bu konuda zerrece kuşkum yoktur.

Baykal gerçekte yeniden iktidar istiyor. Ne olursa olsun, bir biçimde yeniden iktidar koltuğuna oturup, kendi dar anlayışıyla bu partiyi tekrar yönetmek istiyor. Bunun için de hemen herkesle ittifak yapmaya hazır görünüyor. En azından çıkılan yolda bir iki engel aşılana kadar birlikte yürüyeceği, geçici yol arkadaşları arıyor. Bunun için en yakın adaya Önder Sav’a el uzatıyor. Kader böyle bir şey sanırım. Bu uzun yol arkadaşlarını bu günde zorunluktan yan yana itiyor. Yaşanmışlıkları bir yana bırakarak yeni bir hikâye yazmaya koyuluyorlar.

Bu güne kadar bu ikilinin pek imza toplama girişimi sonuçsuz kaldı. Bu insanların yanlarında gibi görünen pek çok partili bile, artık bunlarla gidilemeyeceğini gördüler. Ahde vefa duygusuyla yan yana görünen pek çok ismin aslında çok yan yana olmadığı yaşanan gelişmelerde ortaya çıkmıştı. Yeniden zorlama hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.

Eskiden yeni olmaz. Yaşanılan süreç bu gerçekliği bir kez daha vurgulayacaktır. Eski olan eski de vardı ve eskide kalacaktır. Asla ve asla bir daha yeni olamayacaktır…