Yıldırım demokratlar ekibi yeniden
harekete geçmişler. Tüzük kurultayı için imza toplamaya çalışarak CHP genel
merkezine karşı bir hamle yapmayı planlıyorlar. Bu ilk hamle de yıpratıp sonrası atacakları
adımlar için zemin oluşturacaklar. Sonrası adım ise Genel başkanlık olacaktır.
Hatırlanacağı gibi CHP eski genel
başkanı Deniz Baykal, eski sekreteri ile uygun olmayan görüntülerinin yer
aldığı görüntülerin yayınlanması ertesinde, görevinden istifa etmek zorunda
kalmıştı. Adeta deprem gibi yaşanan bu olay sonrasında Kemal Kılıçdaroğlu
kurultayın tek adayı olarak girdiği seçimlerden genel başkan olarak çıkmıştı.
Sonrasında ise yeni bir CHP süreci başlamış oldu.
Bu yeni değişimde yaşanan en
önemli gelişim, partinin korkuya dayalı siyasal söyleminin değişiminde yaşandı.
Şeriat korkusu ve cumhuriyet tehditti üzerine oturtulmuş olan ve on yılı aşkın
bir süredir kullanılan bu söylem yerini daha kitlesel ve yaşamlar sorunların
çözümüne dönük söylemlere bıraktı. Artık CHP demokrasi konusunda ciddi vurgular
yapan, projeler üreten ve halkın yaşamsal sorunları ekseninde siyaset yapan bir
parti noktasına doğru hızlı adımlarla bir dönüşüm sürecine yöneldi.
CHP siyaset değiştirdikçe, 15
yılı aşkın süredir CHP’yi kadükleştiren anlayışlar yeniden huzursuzlanmaya ve
parti içi iktidar telaşıyla yeniden kıpraşmaya başladılar. Hedef iktidar
olunca, hiç yan yan gelemeyeceği düşünülen SAV ve Baykal yeniden kol kola
girmekten geri durmadılar. İstedikleri tüzük değişikliğinde, çarşaf listenin ve
ön seçimin tüzük güvencesine alınmasını istiyorlar. Yani 17 yılı aşkın
yönettikleri CHP’de bir gün bile ağızlarına almadıkları, gerçekten demokratik olan bu talepleri,
partinin demokratikleşmesi için istediklerini düşünmek sanırım komik olur. Hiçbir
inandırıcılığı yoktur ve eğer bu yöntemle bir yol açar ve yeniden partiyi
yönetme şansı elde edebilirler ise, ilk yapacakları şey yine bir tüzük
değişikliği ile bu demokratik mekanizmaya son vermek olacaktır. Bu konuda zerrece
kuşkum yoktur.
Baykal gerçekte yeniden iktidar
istiyor. Ne olursa olsun, bir biçimde yeniden iktidar koltuğuna oturup, kendi
dar anlayışıyla bu partiyi tekrar yönetmek istiyor. Bunun için de hemen herkesle
ittifak yapmaya hazır görünüyor. En azından çıkılan yolda bir iki engel aşılana
kadar birlikte yürüyeceği, geçici yol arkadaşları arıyor. Bunun için en yakın
adaya Önder Sav’a el uzatıyor. Kader böyle bir şey sanırım. Bu uzun yol
arkadaşlarını bu günde zorunluktan yan yana itiyor. Yaşanmışlıkları bir yana
bırakarak yeni bir hikâye yazmaya koyuluyorlar.
Bu güne kadar bu ikilinin pek
imza toplama girişimi sonuçsuz kaldı. Bu insanların yanlarında gibi görünen pek
çok partili bile, artık bunlarla gidilemeyeceğini gördüler. Ahde vefa
duygusuyla yan yana görünen pek çok ismin aslında çok yan yana olmadığı yaşanan
gelişmelerde ortaya çıkmıştı. Yeniden zorlama hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.
Eskiden yeni olmaz. Yaşanılan
süreç bu gerçekliği bir kez daha vurgulayacaktır. Eski olan eski de vardı ve
eskide kalacaktır. Asla ve asla bir daha yeni olamayacaktır…