18 Ocak 2012 Çarşamba

KORKUYORLAR…


Cemaat korkusu…

Bu korku son yıllarda artan bir hızla her alanda yayılıyor. Toplumun önemli bir kesiminde, değişik boyutlarıyla yaşanan ve bir biçimde siyasal duruşu etkileyen bir korkudur. Özel yetkili mahkemelerin günü birlik operasyonlarıyla korku dalgası estirilmeye çalışılıyor. Hemen her kesime bir biçimde bulaştırılan operasyonlarla, yeni yeni örgütler oluşturularak bütün bir tolum terörist ilan edilmeye, özel dinlemeler ve takiplerle kuşkucu, kaygılı bir yaşam dayatılıyor. Tüm bunlar yapılırken de ileri demokrasi kavramı dilden düşürülmüyor.

İleri demokrasi ve özgürlük var ise, iktidar ve cemaat çevresi içindir. Toplum sindirilirken, onlar özgürleşmiştir, pervasızlaşmıştır, saldırganlaşmıştır. Kıyıda köşede gizlenerek semizleştirilen unsurlar, Anayasa Mahkemesi üyeliğine ve Yüksek Hakim ve Savcılar kuruluna taşınmaya başlanmıştır. Bürokrasi, AKP’nin 10 yıllık iktidar sürecinde zaten bütünüyle ele geçirilmiştir. Son düzenlemelerle de yargı ve yargıya dair kurumlarda da kapılar aralanınca AKP, özgürleşmiş ve kendi dışındakilere yönelik baskı ve tehditlerinde pervasızlaşmıştır.


Korku toplumunda demokrasi olmaz. Öncelikle bu korku cenderesi kırılmalıdır ve bu iktidardan kurtulmak üzere harekete geçilmelidir. Kafa vurarak, duvar yıkılmaz. Çözüm ortaklığına gidilmelidir. Tüm demokrasi güçleri, tüm muhalif güçler, AKP ve cemaat örgütlenmesinin hızla yaygınlaşmasından kaygı duyan tüm güçler, “çözüm ortaklığına” giderek bir eylem planı yapmalıdır. Öncelikli ve yaşamsal olan sorunlar öne çıkartılarak birlikte hareket zemini sağlanmalı ve ortak bir duruşta yan yana gelinmelidir. İktidarından korkan bir toplumdan daha tehlikeli başkaca bir şey olamaz… Bu korku gelişip içselleşmeden, yapabilecekler çok daha zorlaşmadan, bu iktidardan kurtulmaya çalışılmalıdır.

Gerçek bir demokrasiden ve özgürlüklerden yana olan sol ve sosyal demokrat, ilerici ve aydınlar, kendi önceliklerini Ülkenin öncelikleri karşısında yeniden biçimlendirerek bu sürece girmelidir. Bu korku kıskacı, bu cendere aralanmalı ve demokratik zemin güçlendirilerek, özgürlükler alanında bir kazanıma gidilmelidir.

Demokratik zeminin olmadığı, özgürlüklerin kokularla yok edildiği, her türden muhaliflerin baskı altında tutulduğu bir tarihsel süreçte, başkaca önceliklerin çok fazlaca bir önemi yoktur.

Toplumu korkutanlar, ÖZGÜR İNSANDAN KORKUYORLAR. Demokrasiden korkuyorlar. Bilinçlenen halktan korkuyorlar. Koktukları içinde korkutmaya çalışıyorlar…

Korkuyorlar. Korksunlar. Korkularıyla yok olacaklar.