Platon ilk başlarda devletten yanaydı. Devletin her şeyin üstünde olması gerektiğini, güçlü olması gerektiğini ve gücünü korumak için pek çok yöntem kullanabileceğini belirterek, halkın devlete tabii olduğunu söylüyordu. “DEVLET” kitabını bu dönemde, bu düşüncelerle yazmıştı. Ancak bir süre sonra bir seyahati sırasında esir tüccarlarının eline düşer ve birkaç yıl sıkıntılı bir dönem yaşar.
Bir yolunu bulup esir tüccarlarının elinden kurtulduktan sonra da “YASALAR” kitabını yazar. Düşünceleri değişmiş ve devletin bile belirli yasalara bağlı olması gerektiğini, toplum yaşamında yasaların çok önemli olduğunu düşünmeye başlamış ve Yasalar kitabını bu düşünce üzerine oturtmuştu.
Yasalar toplum yaşamını belirleyen en temel anlaşmalardır.
Bu nedenle ben, anayasa değişikliğe HAYIR oyu vermek gerektiğini düşünüyorum.
ÇÜNKÜ, değişiklik hem içerik hem de hazırlanış yöntemiyle Türkiye’nin ihtiyacı olan demokratikleşme ve toplumsal uzlaşma değişikliği içermiyor.
ÇÜNKÜ, 12 Eylül anayasasının vesayetçi yapısını değiştirmiyor. Başlangıç kısmına hiç dokunmuyor.
ÇÜNKÜ, birey hak ve özgürlüklerini genişletmeyen, kimlikleri barıştırmaya yönelik bir adım içermeyen bir değişikliktir.
ÇÜNKÜ,Türkiye halklarına çağdaş bir gelecek sunmuyor.
ÇÜNKÜ, Yurttaşlık tanımını kapsamıyor.
ÇÜNKÜ, zorunlu din derslerini kaldırarak gerçek anlamda bir laik dönüşüm içermiyor.
ÇÜNKÜ, YÖK’e dokunmuyor.
ÇÜNKÜ, RTÜK’e dokunmuyor.
ÇÜNKÜ, dokunulmazlıklara dokunmuyor.
ÇÜNKÜ, toplu sözleşmenin yaptırım gücü ve anlamı olan Grev hakkını içermiyor.
ÇÜNKÜ, seçin barajını indirmiyor.
NE İÇERİYOR;
Anayasa mahkemesini ve HSYK siyasallaştırarak iktidar partinsin anayasal ve hukuksal denetimden uzak, rahat bir yasama ve yürütme gücü elde etmeyi içeriyor. Bunu dışında tüm yapıldığı söylenen değişikler bir aldatmacadır. Ne 12 darbecileri ile hesaplaşmanın yolunu açıyor nede demokratik sistemin önünü açıyor.
Tüm bunlar için Referandum da HAYIR oyu verilmelidir.
Paketinide al , GİT denilmelidir.
HAYIR diyerek, AKP’nin yoksulluk ,işsizlik ve talan iktidarına dur demeliyiz.
Gerçekten demokratik bir toplum sözleşmesi için HAYIR’ları güçlendirmeliyiz.
Bir yolunu bulup esir tüccarlarının elinden kurtulduktan sonra da “YASALAR” kitabını yazar. Düşünceleri değişmiş ve devletin bile belirli yasalara bağlı olması gerektiğini, toplum yaşamında yasaların çok önemli olduğunu düşünmeye başlamış ve Yasalar kitabını bu düşünce üzerine oturtmuştu.
Yasalar toplum yaşamını belirleyen en temel anlaşmalardır.
Bu nedenle ben, anayasa değişikliğe HAYIR oyu vermek gerektiğini düşünüyorum.
ÇÜNKÜ, değişiklik hem içerik hem de hazırlanış yöntemiyle Türkiye’nin ihtiyacı olan demokratikleşme ve toplumsal uzlaşma değişikliği içermiyor.
ÇÜNKÜ, 12 Eylül anayasasının vesayetçi yapısını değiştirmiyor. Başlangıç kısmına hiç dokunmuyor.
ÇÜNKÜ, birey hak ve özgürlüklerini genişletmeyen, kimlikleri barıştırmaya yönelik bir adım içermeyen bir değişikliktir.
ÇÜNKÜ,Türkiye halklarına çağdaş bir gelecek sunmuyor.
ÇÜNKÜ, Yurttaşlık tanımını kapsamıyor.
ÇÜNKÜ, zorunlu din derslerini kaldırarak gerçek anlamda bir laik dönüşüm içermiyor.
ÇÜNKÜ, YÖK’e dokunmuyor.
ÇÜNKÜ, RTÜK’e dokunmuyor.
ÇÜNKÜ, dokunulmazlıklara dokunmuyor.
ÇÜNKÜ, toplu sözleşmenin yaptırım gücü ve anlamı olan Grev hakkını içermiyor.
ÇÜNKÜ, seçin barajını indirmiyor.
NE İÇERİYOR;
Anayasa mahkemesini ve HSYK siyasallaştırarak iktidar partinsin anayasal ve hukuksal denetimden uzak, rahat bir yasama ve yürütme gücü elde etmeyi içeriyor. Bunu dışında tüm yapıldığı söylenen değişikler bir aldatmacadır. Ne 12 darbecileri ile hesaplaşmanın yolunu açıyor nede demokratik sistemin önünü açıyor.
Tüm bunlar için Referandum da HAYIR oyu verilmelidir.
Paketinide al , GİT denilmelidir.
HAYIR diyerek, AKP’nin yoksulluk ,işsizlik ve talan iktidarına dur demeliyiz.
Gerçekten demokratik bir toplum sözleşmesi için HAYIR’ları güçlendirmeliyiz.
Unutmayalım;
Tek bir HAYIR bütün bir yaşamımızı değiştirebilir…
Ö.ÖDEMİŞ/02/07/2010
Ö.ÖDEMİŞ/02/07/2010
