"Silahları Reyhanlı'da bir çiflikte teslim alıp, Suriye'ye gitiriyordum."
"Türkiye sınırları açmıştı zaten."
AHMET NADİR ELDİJ
İdlib’li. 26 Yaşında. 15 ay önce Suriye güvenlik güçlerince
yapılan bir operasyonda yakalanmış. Şimdi Şam Mezze tutukevinde yatıyor. Türkiye’den
Suriye’ye yüzlerce silah ve bomba taşımış.
Onlarca kez Türkiye’ye yasal olmayan yollardan Türkiye’ye girip çıkmış.
Kimse ona ne yapıyorsun ne getirip götürüyorsun dememiş. Sınırların kevgire
döndüğü Türkiye’den bir başka halkın katledilmesi için tonlarca mühimmatın
temin edilmesine ve sınırdan çıkarılmasına göz yumulmuş. Ahmed Nadir Eldij
kendi devletine karşı silahlı çetelerle birlikte savaş vermiş birisi. Onunla
Mezze cezaevinde, Suriye devletinin verdiği izinle görüştüm.
ÖMER ÖDEMİŞ; Merhaba
Ahmet Ben Türkiye’den gazeteci Ömer Ödemiş. Sen sıklıkla Türkiye’ye gidip
gelmişsin. Ne zaman gittin, neden, kimlerle görüştün?
Ahmet: Ben daha
önce orada çalışıyordum. Suriye de çatışmalar başlayınca bu kez silah getirmek
için gittim.
Ö.Ö; Silahları ne için
getirecektin?
Ahmet; Suriye’ye geçirmek için. Buraya getirip Abdurrahman
Ceydan’a teslim ediyordum. Kendisi Cind el Tevhit isimli küçük bir tugay
kurmuştu. Ama asıl amacı maddi idi. Para için yapıyordu.
Ö.Ö: Kaç kez gittin
Türkiye’ye, yasal mı gittin, hangi kapıdan girdin, silahları nasıl getirdin?
Ahmed: Olaylar sırasında iki kez yasal olarak gittim. Sonra
da birçok kez kaçak olarak gittim. Bir kez Kilis kapısından girdim ama
çoğunlukla Reyhanlı kapısından girdim. Kilis’te bir Mısırlı vardı, onu getirmek
için girdim.
Ö.Ö: Reyhanlı’ya kimin
yanına gidiyordun, silahları kimden alıyordun?
Ahmed: Reyhanlı’da Cuma Demir ve kardeşi Ahmet Demir ile
buluşuyordum. Silanları onlardan alıyordum. Bunlar Türk vatandaşları,
Reyhanlılı. Abdurrahman ile aralarında ki ilişkiyi bilmiyorum. Silahları nerden
alıp, bana veriyordu, ne karşılığında veriyordu, ben bilmiyorum. Ben sadece
bana verilen silahları taşıyordum. Abdurrahman Cuma Demir ile önce ikamet için
görüştü. Ben götürdüm. Cuma Demir AKP olduğu için bunu rahat yapabilecekti.
Yaptı da. Sonrasında aralarında böyle bir ilişki gelişti ve bana bilgi
vermediler.
Ö.Ö; Cuma Demir AKP’li
miydi?
Ahmed; Evet, AKP’ydi. Cuma Demir silah temin edip, para ile
Abdurrahman Ceydan’a veriyordu. Ben görmedim ama Abdurrahman öyle diyordu.
Ö.Ö: Ne tür silahlar
aldın ondan, ne kadar aldın?
Ahmed: Her seferde 3 yada4 adet Bikisi, 15-20 adet Rus
yapımı Kalaşnikof ve çok miktarda mermi ve mühimmat getirdim. Sık sık gidip
geliyordum.
Ö.Ö: Tüm bu silahları
nasıl geçiriyordun Suriye’ye, Türkiye’de sana kimse karışmıyor muydu?
Ahmed: İdlibin Sermin bölgesinden Abu Muhammed Sermini diye
birisi vardı. Geçiş işini o yapıyordu. Cuma sınıra kadar kendisi getiriyordu,
Abu Muhammed’de sınırdan karşılayıp, Suriye tarafına geçiriyordu. Cuma’nın bir
çiftliği var. Silahlar orada duruyordu. Çiftlikten sınıra kadar hep Cuma getirdi.
Ö.Ö: Çiftlikte başka
neler vardı, neler gördün?
Ahmed: Havan vardı, docka vardı, çokça Kalaşnikof vardı,
docka tabanı yapıyorlardı. Aynı zaman da patlayıcı yüklü araçlar imal
ediliyordu.
Ö.Ö: Yani patlatmak
üzere araba mı hazırlıyorlar?
Ahmed: Evet sürekli yapıyorlardı. Ben Suriye’ye 4 tanesini
soktum.. Ama sürekli yapıyorlardı. Plakasız özel araçlar yapıyorlar. 3
tekerlekli küçük arabalarda yapıyorlar. Haciz noktalarına uzaktan gönderip
patlatıyorlar. Uzaktan kumandalı araçlar bunlar. 60 km hızla kontrol
noktalarına gönderilip, patlatılıyor.
Ö.Ö: Peki bu kadar
şey, Türkiye’den götürdün, gelip gittin, Türkiye’den hiç kimse sana ne
yapıyorsun demedi mi?
Ahmed: Bir anlaşma vardı. Karışmıyorlardı. Cuma onlarla
anlaşmıştı. Türk askeri zaten sınırları açtı. Raht girip çıkalım diye. Onun
için benim elimde ne var ne yok diye bakmazlardı hiç. Silahları geçirirken de
Asker geliyordu, ama Cuma gidip konuşuyordu, nasıl yapıyordu bilmiyordum ama
anlaşıyordu. Onlarda bizi bırakıyordu. Cuma her şeyi çözüyordu.
Ö.Ö: Suriye’ye
getirdiğin silahları kime teslim ediyordun?
Ahmed: Abu Suhayb’e. Iraklı bu. 2003 Irak savaşından sonra
buraya geldi. Yerleşti. Abdurrahman’ın ekibine katıldı.
Ö.Ö: Sen bu işi neden
yapıyordur?
Ahmed: Ben liseyi bitirdim, üniversiteye gidemedim. Para
için bu işleri yaptım. Onlar bana, beni özel bir üniversiteye girdireceklerini
söylediler. Ben cihat için yapmadım.
Ö.Ö: Peki bu Cuma
Demir AKP’li mi?
Ahmed: Babası ve kendisi AKP’li. Bunlar çiftlik kurmak için
hayvancılık kredisi aldılar. Sordum nasıl yaptınız diye. Bana anlattılar, ‘biz
AKP’liyiz, sorun değil’ dediler.
Ö.Ö: Ahmed tüm bu
yaptıklarından dolayı pişman mısın?
Ahmed; Ben onların ne yalancı olduğunu anladım ve onlardan
ayrıldım. Sonra da yakalandım…
Yarın: Şam cezaevinde yatan cihatçılar konuşuyor: 4
El Ansar örgütünün siyasi temsilcisi ZÜHEYR CEMAL SAİD; "Füze kalıplarını Ankara/ Ostim'de yaptırdık."
ZÜHEYR CEMAL SAİD
Suriye’de mastır yapmış ve yüksek
mühendis olmuş, Suriye’nin en önemli özel sektöründe yönetici olarak çalışan,
mekanik mühendisi. Daha önce de İslami düşünceleri nedeniyle sorgulanmış,
cezaevi yapmış ve Cumhurbaşkanı tarafından iki kez affedilmiş birisi. Gelir
düzeyi Suriye ortalamasının çok üstünde. Suriye’de olaylar başladığında kendi
deyimiyle ‘davet’ üzerine Ensar el İslam örgütüne katılmış ve kendi grubunu,
Sahaba örgütünü temsil etmiş. Başarılı bir mekanik mühendisi olması nedeniyle
füze yapım işi ile görevlendirilmiş. Bu iş için en uygun alan olan Türkiye’ye
Hamas örgütü tarafından çağırılmış.