27 Mayıs 2014 Salı

Güneşi sırtlanıp, yeraltına inmeliyiz.




YERALTINA İNMELİYİZ…

Yeraltına çekilmeliyiz…
Çocuklarımız, dostlarımızı ve ekmeklerimizi yanımıza alıp, yeraltına çekilmeliyiz.
Gizlice yaşamalıyız, konuşmadan, sessizce, gülümseyerek.
İtirazlar büyüterek, kuytu köşelerde, gülümseyerek yaşamalıyız.
Sendikalarımızı, derneklerimizi, partilerimiz, vakıflarımızı ve tüm emek verdiğimiz kurumlarımızı alıp yanımıza, yeraltına inmeliyiz.
Yeraltında yazmalı kitaplarını yazarlarımız, gazetecilerimiz yer altından haberler toplamalı, gazetelerimiz, dergilerimiz yeraltında çıkmalı.
Şairlerimiz gizlendikleri yerlerden yazmalı isyan şiirlerini.
Aşklar yer altında yaşanmalı, çocuklarımız yeni oyunlar bulmalı yeraltına dönük…
Güneşimiz de yanımıza alıp yeraltına inmeliyiz…
Yer altını yer üstü yapmalıyız, tüm yaşamı taşıyarak…
Aşklar besleyerek, özlemler çoğaltarak ve bir gün diyerek umutluca, yeraltına inmeliyiz.
Bütün bir halkı bir gece ansızın yer altına taşımalıyız.
Gizlice…
Tutsaklarımızı, çaresizlerimiz, acılı analarımızı, yoksullarımızı ve yıkılmışlarımızı yanımıza alıp, inmeliyiz yeraltına…
Yaşamı taşımalıyız yeraltına, yaşatabilmek için umut yıktıklarımızı…
Yer altında olmalıyız, koruyabilmek için çocuklarımız, gençlerimizi…
Yer altında olmalıyız, toprağın damarına ulaşmak için…
Gizlice gülümseyerek, bize el sallayan güneşe, yüreklerimizi yer altına taşımalıyız…
Ölümlerden, nefretten, kinden ve sevgisizlikten korumak için kendimizi, yeraltına çekilmeliyiz.
Yüreğimizin altından çıkıp, umut bileyerek yarına, yeraltına inmeliyiz…
Özgürleşmeliyiz…
Gülümsemeliyiz…