12 Ağustos 2013 Pazartesi

Suriye'de Kürtlerin El Kaide ile dansı




            Suriye de Kürtlerin El Kaide katilleri ile dansı


Suriye de yaşanan çatışma sürecin de Kürtlerin tavrı sürekli tartışılmış ve değişik gerekçelerle gündeme gelmiştir. 3 yıla yaklaşan çatışmalar ilk başlarda ağırlıklı olarak Kürtlerin yaşam alanlarının dışında süre gelmiş, mevcut rejimin etkin olduğu olanlarda daha keskin ve boyutlu olarak yaşanmıştır. Kürt halkı bu süreçte, Suriye ordusunun kendisine verdiği silahlarla donanarak, kırsal alanlarda savunma mevzileri oluşturmuşlar ancak, çatışmalarda aktif olarak yer almamışlardır.

Burada şu vurguyu yapmak gerekir. Kürtlerin önemli bir kısmı BAAS partisi içerisinde yer alırken,  yaklaşık % 40’lık bir bölümü de değişik Kürt örgütlenmeler içerisinde yer almaktadırlar. Toplam nüfusları 1. 250 bin civarında olan Kürt halkının %15’lik bir bölümü yani 200 bin civarında ki kesimi PYD adıyla anılan ve PKK’ya yakınlığıyla bilinen örgütlenmeye yakın durmaktadır. Ağırlıklı kısmını, sonradan Suriye’ye yerleşen Kürtlerin oluşturduğu bu örgütlenme PKK ilişkisi nedeniyle özellikle çok tartışılmakta ve Türkiye politikaları ekseninde sürekli değişen tutumlar sergilemektedir.

Türkiye sınırına yakın bölgelerde yaşayan bu kesim Türkiye’nin baskısı sonucunda El- Kaide ve Nusra gibi gerici örgütlerle saldırmazlık anlaşması yapmış, kimi zaman ise bu güçlerin kendi denetimlerinde ki bölgelerinden başka bölgelere geçişlerine göz yummuştur.

Suriye de Kürtler tek bir bölgede ve diğer halklardan ayrı olarak yaşamazlar. Tüm söylenenlerin aksine bu konu öncelikle düzeltilmelidir. Telabyat, Rasulayn, Heseki, Afrin ve Kamışlı tek başına Kürtlerin yaşadığı kentler değildir. Bu bölgelerde Arap aşiretleri ve Süryaniler, Kürt Aleviler, Ermeniler ve Zerdüştler de ağırlıklı olarak yaşarlar. Rasulayn ve Telabyat da Kürt nüfus diğer bölgelerden bir parça daha fazladır. Suriye'nin hemen her kentine dağılmış yaşayan Kürtler vardır. Her yerleştikleri kentte aynı mahallelerde ve bölgelerde birlikte yaşarlar.

El Kaide ve Nusra cephesi il başlarda, sınır geçişlerinde Reyhanlı bölgesini kullandığı için Kürt bölgelerinden uzak durdu. Özellikle Sünni Arapların yaşadığı İdlib ve Azez kırsalını saldırılarda kullanarak rejim güçlerine karşı saldırı yürüttü. Bu bölgelerden ilerleme ve diğer bölgelere geçiş zorlandığı süreçte ise,  Telabyad ve Rasulayn’i kullanarak Rakka ve Hama, Humus ve Halep kırsalına ulaşmaya yöneldi. Bu süreçte Kürtlerle zaman zaman tartışmalar yaşa da, ciddi bir çatışma yaşanmadı. Özellikle Türkiye’nin müdahalesi ile çatışmalar geçici anlaşmalarla sonlandırılarak ara formüller bulundu.   

Bu süreçte, Suriye de yaşayan Kürtleri temsilen PYD’nin Suriyeli muhalifler için oluşturulan Ulusal Koalisyonda yer alması istense de, kimi bazı grupların karşı çıkmasıyla, bu durum gerçekleşmedi. Ancak Suriyeli muhalif güçlerle hep yakın bir temasta bulunup, mevcut rejimin süreç içerisindeki durumu gözlenmeye, olası bir yıkılmada, Özerlik ya da ayrılık zemini için hazırlık yapılmaya çalışıldı.

AKP hükümeti özellikle PYD örgütlenmesini çok güçlü göstererek, Suriye de ki sürecin belirlenmesinde etkin olduğu imajını kamuoyuna sürekli olarak vermeye çalıştı. Suriye de toplam nüfusun % 10’luk bir kısmını oluşturan Kürtlerin, ancak ve ancak %15’lik bir oranı istemle çatışan bir örgütlenmede yer alırken, diğer Kürt halkı Suriye’ye yönelen Emperyalist ve gerici saldırı karşısında tavır aldı. Türkiye’nin üzerine oynadığı ve Suriye süreci için çok önemli olduğunu iddia ettiği PYD’nin Suriye de yaşanan çatışma sürecini belirleyebilecek, olumlu ya da olumsuz etkileyebilecek fiili güçten yoksundur. Suriye de mevcut rejim sayıları 70-80 binlerle ifade edilen ve dünyanın hemen her bölgesinden gelen küresel cihatçı güçlerle 3 yıla yakın bir süredir savaşırken, 5-10 bin kişilik, askeri bir yeterliliği olmayan gücün süreci belirlemesi ya da etkilemesi söz konusu değildir. PYD gücü tek başına belirleyici değil iken, ittifaklarla, işbirlikleriyle ya da stratejik alanlarda duruşlarıyla süreçte etkin olmaya ve belirleyici olmaya çalışmaktadır.

PYD ve diğer Kürt örgütlerinin ellerinde ki silahların tamamı Suriye ordusu tarafından bölgelerini savunmak amacıyla verilmiştir. Tüm bölgelerde oluşturulan yerel savunma birlikleri bu bölgelerde de oluşturulmuş ve Kürt haklıda diğer halklar gibi silahlandırılmıştır.