KAZANMALIYIZ!
Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak
Çankaya’ya çıktı. Kazanmak için her yolu deneyen ve kendi kurtuluşunu Çankaya’ya
çıkmak olarak gören Erdoğan, seçmen algısını bilinçli olarak “kazanacak”
noktasında odaklandırarak, sandığa gidişleri önemli ölçüde biçimlendirdi. 55
milyon 700 bin seçmenden yaklaşık 15 milyonu sandığa gitmeyerek, sonucu belli
olan bir seçimde malzeme olmamayı yeğledi. Tüm bunlara sonuna kadar hunharca
kullanılan devlet olanakları ve medya gücü de eklenince sonuç kaçınılmaz
olarak, önceden biçimlenen “kazanacak” algısına oturdu.
Erdoğan karşısında oluşturulan
cephe sıkı örülemedi ve Erdoğan’ın önün alınmasının Türkiye’nin ve bölge
ülkelerinin geleceği açısından taşıdığı önem anlatılamadı. İdeal Cumhurbaşkanı
tartışması, ülkenin ve bölgenin geleceğinin önüne konuldu. Oysa bölge kan
gölüne çevrilmiş, ülkemiz gerici terör ve katliamların hedefine oturtulmuş
konumdayken, öncelikli görev, AKP’nin ve Erdoğan’ın durdurulması olarak
alınmalıydı.
AKP’nin “kazanacak” eksenine oturttuğu
algı operasyonu tuttu. Karşısında kim aday olursa olsun sonuç çok değişecek
gibide değildi. Toplumu AKP ve Erdoğan’ın yarattığı tehdit ve bölgede akıtılan
kandan birinci dereceden sorumlu olarak gösterecek bir karşı hat oluşturmadan
da başarılı olma şansı yoktu gibi görünüyor.
Erdoğan karşıtlarının başarısızlığı
üzerine başarısını oturtuyor. Bu dünde böyle oldu, bu günde böyle. Büyük
ihtimalle yakın zamanda da gerçekleştirilecek seçimlerde benzer yöntemi
kullanarak, karşıtlarının başarısızlıklarından başarı çıkartmayı deneyecek.
(Bu gün Kılıçdaroğlu’nun Genel
başkanlıktan çekilmesini ve kurultaya gidilmesini isteyen CHP’li bir gurup
milletvekili, yaşanılan sonucun alınmasına katkı sunmuş vekillerdir. Parti
kararına rağmen kendi bölgelerinde çalışmayan, aksine söylediklerinin çıkması
için karşı bir çaba gösteren bu vekillerin parti içinde varlıkları CHP için
ciddi bir sorundur artık. CHP’yi parti görünümünden uzaklaştırmaktadır.)
CHP silkelenmeli. Bu doğrudur.
Öncelikle de her fırsatta kendi Genel Başkanlarına karşı dirsek dönen ve
başarısızlığı için azami gayreti sarf eden bu vekillerden kurtulmakla
başlamalıdır. Sonrasında ise parti kurumlarını kendi tüzüğüne uygun olarak
istisnasız çalıştırmaya ve yüzünü sola, sosyal demokrasiye, değişime
dönmelidir.
Değişim söylemi ve içeriği; yıllardır bu kavramı sahtece kullanan, tüm
yalanlarını bu söylemin altına gizleyen AKP’den alınarak, gerçek bir değişimin
sahiplerince kullanılmak üzere siyasal bir çizgi oluşturulmalıdır. Türkiye’nin
gerçek anlamda bir reforma ihtiyacı vardır. Yaşamın her alanında yenilenme ve
değişim gereklidir. Özellikle AKP iktidarının sistemde ve toplumda yarattığı
tahribatlar bu değişim ve yenilenme politikalarla kitlelere mal edilmeli, bir
umut, bir amaç ve bir siyasal iddia yaratılmalıdır.
Türkiye’nin reformist bir halk
hareketine ihtiyacı vardır. Gerçek anlamda yaşadığı süreçten ve sistemden
rahatsız olanların, geleceklerini bulabileceği, özgürlüklerini yaşayabileceği sosyal
ve siyasal bir hareket yaratılmalıdır.
Türkiye 10 ay sonra AKP ve
uzantılarıyla yeni bir hesaplaşmaya girecektir. Önümüzdeki 10 yılı belirleyecek
bu hesaplaşmaya hazırlıklı olmalıyız. Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Mısır’da
ve Libya’da dökülen yüzbinlerce kandan bir biçimde sorumlu olan, Suriye’de
özellikle katliamları yapan küresel cihatçı güçlerin suç ortağı olan
AKP
iktidarından kurtulmak için harekete geçmeliyiz.
Tarihte bir ilk daha yapıp,
yalanla, dolanla ve algı operasyonlarıyla Çankaya’ya oturan Cumhurbaşkanını,
oturduğu yerden, günü bitmeden indirmeyi
hedeflemeliyiz.
Öncelikle bize yaşamı zindan eden, özgürlüklerimizi
sınırlayan, hukuku yok eden, çocuklarımızı katleden, bölge ülkelerinde
mezhepsel nefretle katliamlara ortak olan ve çocuklarımızın geleceğini tehdit
eden bu iktidardan kurtulmalıyız. SOLUKLANMALIYIZ. Soluklanabileceğimiz bir
ortam yaratmalıyız. Tüm bölgeye ve ülkemize musallat olan gerici, ruh hastası, insanlık
düşmanı cihatçı katliamcılardan
kurtulmak ve nefes almak zorundayız..
Yeni bir Türkiye için biz yola
çıkmalıyız. Gerici, faşist, mezhepçi ve katliamcı bu iktidardan kurtulmak
öncelikli siyasal hedefimiz olmalı. Bu kaygıyı bizimle paylaşan her toplumsal
güç ile yan yana gelerek, ortak düşmana karşı birlikte mücadele etmeliyiz.
Unutmamalıyız ki AKP iktidarı bize düşmandır, güzele düşmandır, insana
düşmandır, özgürlüğe düşmandır, barışa ve huzura düşmandır.
Ya içindeyizdir çemberin ya da
dışında. Karar vermeliyiz. Ve
KAZANMALIYIZ…