Yaklaşık iki sene önce IŞID'ın saldırısına uğrayan Türkmen cephesi lideri ile görüşüştüm. Bana o gün anlattıkları bugün çok anlamlı olarak karşımıza çıkıyor. Tekrar okunması gerektiğini düşündüğüm için tekrar yayınlıyorum.
İbretle okunmalı.
Irak’ın unutulmuş Şii Türkmenleri
Irak’ta yaşayan ve sayıları 3
milyon civarında olan Türkmenler Türkiye’nin Irak politikasından rahatsızlar.
ÖMER ÖDEMİŞ
BAGDAT/ Irak’ta yaşanan
karmaşanın orta yerinde unuttuğumuz Türkmenler asimilasyon politikalarının
adeta hedefi durumundalar. Nüfusları yaklaşık olarak 3 milyon olan Irak
Türkmenleri ağırlıklı kısmını Şiiler oluşturuyor. Irak’ı planlayanlar, temel
yapı olarak, Sünni Arapları, Şii Arapları ve Kürtleri esas alıyorlar. Bu üçlü çatışmanın arasında erimemek için
direnen Türkmenler, kendi örgütlü yapıları ile ayak diretiyorlar. Ağırlık
olarak Kerkük, Diala ve Telafer de toplu olarak yaşayan Türkmenler, diğer Irak
kentlerinde dağınık olarak bulunuyorlar.
Türkmen Cephesi adı ile örgütlenen Türkmenler
7 milletvekili ile mecliste temsil ediliyorlar. Türkmen Cephesi Başkanı Arshad Al Salihi ve
Milletvekili Hasan Özmen ile Bağdat’ta ki ofislerinde de görüştük. Türkmen Cephesi binasının kapısında Silahlı
Türkmen gençleri nöbet tutuyor. Güvenlik her adımda en önemli sorun olarak
karşımıza çıkıyor. Türk Dışişlerinin ilgisizliğinden yakınan Salihi Irak’ta
asimilasyona karşı yaşamsal bir mücadele verdiklerini anlatıyor.
“Basınımız var, Televizyonumuz
var, Partimiz var, Mecliste 7 Milletvekilimiz ve 2 Bakanımız var. Okullarımız
var, çocuklarımız kendi dillerinde aldıkları eğitimde liseye ulaştılar. Türkmen
eğitim müdürlüğü kuruldu. Tüm bunlar var
ancak Irak’ta bizim statümüz yok. Biz Federal miyiz, otonom uyuz,
bilmiyoruz. Bizim topraklarımız iki
millet arasında sıkışıp kalmış durumda. Bir taraf da Sünni Araplar, diğer
tarafımız da ise Kürtler var. Bu bizim için ciddi bir tehdittir. Bizi
saldırılarla topraklarımızdan atmak istiyorlar. Direnerek ayakta kalmaya
çalışıyoruz. Katlediliyoruz, saldırılara uğruyoruz ama yine de
direniyoruz. Irak’ta etnik bir temizlik
yapılıyor. Bu temizliğe Türkmenlerden başlanıyor. Sessiz bir asimilasyon yaşanıyor.
Türkiye bu konuda hiçbir katkı sunmuyor. Devletler insan tercih etmezler. Var
olan insanla çalışırlar. Türkiye bu konuda yanılgı içerisinde görüyorum. “
Yüz yıldır asimilasyon
politikaları yaşadıklarını ifade eden Salihi;
ciddi saldırılara maruz kaldıkları, suikastlara ve bombalı saldırılara
maruz kaldıklarını söylüyor. Türkiye’nin hemen her kesiminin ilgisizliğinden
yakınıyor. Başbakanın Irak ziyaretinde,
hemen her kesimler uzun uzun görüşürken, Türkmen Cephesi yöneticileriyle
yalnızca 15 dakika yemekte görüşmesine içerlediğini ifade ediyor. İçi yanmış
gibi.
“ Başbakan ve Dışişleri Bakanı
Irak’a geldiğin de Kürtlerle ve diğer kimi kesimlerle özel görüşmeler
yaptı. Tek biz özel görüşemedik.
Sorunlarımı, durumumuzu anlatamadık. Paylaşamadık. Bu siyaset böyle sürdürülürse, topraklarımızı
bir taraftan Sünni Araplar alacak, diğer taraftan Kürtler alacak. Biz topraksız
kalacağız ve yok olacağız, Irak Türkmenlerinden artık bahsedilemez olacak.
Kerkük de Türkmenler şiddet ile göçe zorlanıyor. Merkezi hükümetle ve Kürtlerle bu konuda
anlaşmazlıklarımız var. Türkiye’nin
bize destek vermesi gerekir. Biz demokrasi mücadelesi veriyoruz. Kültürel ve
kimlik haklarımızı istiyoruz. Bağımsızlık ya da özerklik gibi bir talebimiz de
yok. Eşit vatandaşlık hakkı istiyoruz. Yüz yıllardır yaşadığımız topraklarımızda
kendi kimliğimizle özgür ve eşit vatandaş olarak yaşamak istiyoruz,”diyor.
Salihi Türkiye’den hiç kimsenin
Irak Türkmenleriyle ilişki kurmadığını, basının bile kendilerini yok saydığını,
iktidar dışında diğer partilerle, özellikle muhalefet partileriyle görüşüp,
sorunlarını ve durumlarını anlatmak istediğini belirtiyor. Kendilerinin
Türkiye’ye karşı gösterdikleri yakınlığın karşılığını göremediklerini, yalnız
bırakıldıklarını, Türk halkına ulaşamadıklarını serzeniş içinde anlatıyor.
Türkmen Cephesi Milletvekili
Hasan Özmen ise Irak da demokratik yaşama geçildiği 7 yıllık süreç içerisinde
neler yaptıklarını anlatarak başlıyor konuşmasına. Irak Anayasasının azınlık
halkları konusunda dünyanın çok ilerisinde olduğu, bu haklardan yararlanmak
için mücadele verdiklerini ve başarılar elde ettikleri söylüyor.
“Türkmen kültür bölgelerinin
imarı için 250 milyon dolar bütçeden pay ayrıldı. Bu bizim kültürel
değerlerimizi korumak açısından çok önemliydi. Azınlık Türkmen hakları
konusunda yasa hazırladık. Anayasal tüm haklarımızı almaya, kullanmaya
çalışıyoruz. Ama bunlara razı olmayanlarda var. Laiklik bizim için çok önemli.
Orta Doğu da kökten dinci bir dalga yayılıyor. Baharmış, ne baharı? Laiklik
ortadan kaldırılıyor. Dine dayalı despotizm halka mutluluk getirebilir mi? Sanki birileri yüz yılda bir bölgeyi yenide
dizayn ediyor, bunu da kan ve gözyaşı ile yapıyor. Sanki Orta Doğulu halklarını
çok acil özgürlük lazımmış gibi, saldırarak, kendi istedikleri tarzda yeniden
düzenlemeye çalışıyorlar. Hangi rejim insan yaşamından daha önemlidir?
Nereye gidiyor bu süreç? Herkesi
kâfir ilan eden bir İslam gelişti. Bunlar Irak’ı da ellerine almaya
çalışıyorlar. Diyelim bu rejimi değiştirdik, yerine neyi ikame edeceğiz?
Biz demokratik kültürü olan bir
ülke değiliz. Yıllarca Saddam faşizmini yaşamışız, sonra ABD ve son 7 yıldır
demokrasi deniyoruz. İnsanların zihniyetini bir anda değiştiremeyiz. Bu zaman
bağlı bir süreç olacaktır.
Biz merkezi hükümetin bir kısım
yetkilerini yerel yönetimlere devretmesini istiyoruz. İçişleri Bakanlığı dahil
olmak üzere pek çok bakanlığın kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz,”
Diala kenti milletvekili olan
Hasan Özmen Türkiye’nin bölgeyi iyi tanımadığını söylüyor; “Tanımadığı gibi
bizden de bölge hakkında bilgi almıyor. Burada çok taraflı bir toplum var. Her
topluma bütünün parçası olarak yaklaşmak gerekir. Türkiye taraflı davranıyor.
Bizde Türkiye hükümetinin, Türkmenlere karşı Kürtleri destekliyor hissi oluştu.
Irak’ta bir hükümet vardır ve sistem işliyor. Pratik sıkıntılar olsa bile bir mekanizma
çalışıyor. Bunu öncelikle korumak, bütünü ayrıştırıcı tavırlardan uzak durmak
gerek,”diyor.
AKP hükümetinin dış politika da
ki sıkıntıları Irak’ta da ciddi olarak yansımış görünüyor. Özellikle Kuzey Kürt
Bölgesi ile geliştirdiği ilişki ve yaptığı anlaşmalara Türkmenler ciddi tepki
gösteriyorlar. Türkiye’nin Merkezi
devlet ilişkisi dışında, hukuksal olmayan bölgesel anlaşmalar ve ilişkiler
geliştirmesi önümüzde ki süreçte yeni sıkıntılar yaratacağı görülüyor. (2013)