25 Aralık 2011 Pazar

CHP’DE PARTİ İÇİ DEMOKRASİ TELAŞI



Kongre süreçleri yaklaştıkça CHP de telaş ve heyecan atıyor. Herkes bir biçimde parti içinde ki yerini, konumunu korumaya, yeni ve etkin yerler edinmeye çalışıyor. Bu son derece doğal bir çaba. Siyaset etkin olunabildikçe, süreçte aktif olabildikçe sonuç alına bilinen bir süreçtir. Önemli olan bu etkinliğin nasıl sağlandığıdır.

24 Aralık itibariyle ilçelere asılan üye listelerine itiraz süresi dolmuş oldu. Yani artık ilçe örgütlerinin üye sayıları ve yapıları itirazlar dışında kesinleşmiş oldu. Bu kesinleşmiş üyeler sandıklara giderek, ilçe ve il delegelerini seçecekler ve bu delegelerde, kurultay delegelerini seçerek oluşturacaklar. Asıl sürecin kırılma noktasını da kurultay delegelikleri oluşturmaktadır. Çünkü kurultay delegeleri partinin genel başkanını ve partiyi yönetecek parti meclisini seçecek organdır. Yani partinin kaderini geleceğini önemli ölçüde belirleyecek bir süreç böylelikle başlamış olmaktadır.

Daha önceki CHP sürecinde böylesi şeyler hiç yaşanmadığı için kaçınılmaz olarak bir heyecan mevcut. 15 yıldır ilk kez mahallelere sandıklar konularak, örgüt iradesi demokratik bir biçimde yansıtılacak. Birlikte siyaset yapmak isteyen partililer, doğru buldukları ve güvendikleri insanların CHP sürecinde etkin olmaları için oy kullanacaklar. Yöneticilerini, temsilcilerini seçecekler. Belki 15 yıldır de ilk kez, dayatmaların ötesinde iradelerinin sonucu adaylara oy verme şansı elde edecekler.

Bu günlerde örgüt içi demokrasi dersi vermeye çalışanların, demokratik işleyiş talepleri yükseltenlerin, kendi aktif süreçlerinin de tek bir kez bile parti içi demokrasi işletmedikleri bilinmektedir. Aynı dönemde parti içi demokrasi talebi yükseltenlere de hain, yıkıcı, vb. yaftalar yapıştırılarak, dışlandıkları da başka bir gerçekliktir.

Eski CHP yöneticilerinin tarihleri boyunca anti demokratik yöntemlerini eleştirirken, asla aynı yöntemlerin tuzağına düşülmemelidir. Bu insanlar hiçbir ideolojik alt yapıları olmadan, uydurma söylemlerle ve gerekçelerle kendilerine bir biçimde bağladıkları insanların biatlarıyla sürdürdükleri etkinlik süreci kesinlikle, parçalanıp, dağıtılmalıdır. CHP yıllarca kadükleştiren, kendi gerçekliğinden uzaklaştıran, sol dışında uydurma ekollere malzeme eden bu yanlışlara asla düşülmemelidir. Türkiye de demokrasi talep edenlerin, en küçük birimlerde bile demokrasi işletmeleri kaçınılmazlıktır.

Yıllardır korku ve kaygılarla yerleştirilen biat kültürüne dayanan ilişkiler aşılarak, gerçekten siyasal yan yana gelişlerin etkin olduğu, demokrasi bilincinin açığa çıkartıldığı bir süreç aksaksız işletilmelidir. Buna kimsenin karşı çıkma lüksü yoktur. Bu CHP için iktidar fırsatı yaratacak bir zorunluluktur.

Burada dikkat edilmesi gereken, hayatların bir gün bile demokrasi inanmayanların, yaşadığımız süreçte yıldırım çarpmış gibi birden bire demokratlaşmalarıdır. Bu insanların demokratlıkları ve demokrasi talepleri, kesinlikle bir araçtır. Onları yeniden iktidara taşıyacak mekanizmaları ele geçirmek için kullanacakları bir araçtan öte bir anlam taşımamaktadır. Bu anlamıyla da asla güvenilmemelidir, ,inanılmamalıdır.

Demokrasi yaşamın her alanında bir kültür ve bilinç durumu olarak karşımıza çıkar. Yaşamlarında asla demokrat olamayanların, bir anda demokrat olabilmeleri, demokratik işleyişe inanmaları mümkün değildir. Bu insanlar demokratik mekanizmaları ele geçirene kadar ancak demokrat olurlar. Sonrasında ise tam bir despot olarak, iktidarlarını sürdürmeye çalışırlar.

CHP’nin atama delegeleri dışında hiçbir kitlesel organdan onaya alamayan eski yöneticilerinin bu günkü söylemleri dikkatlice izlenmeli ve bu bilinçle tavırlar geliştirilmelidir. Ama asla anti demokratik davranılmamalıdır. Demokrasi dersi en fazla, anti demokratik kimlikte olanların ihtiyaç duyduğu bir şeydir. Bu insanları demokrasi kültürümüzle eğitmeliyiz. Bir daha asla anti demokratik yöntemlerle başarıya ulaşabilecekleri bile düşünemez hale getirmeliyiz. Bu bir süreç işidir… CHP demokratik sürecinde, kendi kabuğunu değiştirecektir. Bu potansiyel ve kararlılık CHP tabanında vardır. Başkaca hiçbir şeye gerek duymadan, partililerin demokrasi gücüne güvenmelerinin önü açılarak bu süreç sağlıklı olarak işletilmeli ve gerçek anlamda demokratik değişimin adımları atılmalıdır.

On yılı aşkın süredir kastlaşmış yapıların demokratik bir sürece, kendi inisiyatifleriyle adapte olmalarını beklemek ya da, demokratik süreci aksaksız işletmelerini beklemek hayalcilik olur. Partinin bu demokratik sürecinin önünde engel oluşturabilecek her yapı kesinlikle engel olmaktan çıkartılmalı ve örgüt iradesinin sandığa yansıması sağlanmalıdır.

Darlaştırılmış siyasal yapılarda kontrol çok daha kolaydır. İlişki türleri siyasal olmaktan ziyade kişiseldir. İnanç bireyin kişisel başarısı ya da kazanımı ekseninde ancak vardır. Örgütlü yapıya değil, bireye güvenerek siyaset yapılır. Darlık, birileri için hareket alanının genişliğidir. Oysa sürekli genişleyen yapılarda, her birim kendisini de geliştirmek ve genişlemek zorundadır. Statik hiçbir birim, yaşanan gelişim karşısında ayakta duramaz. Bunun içindir ki bireysel hegemonya peşinde olanlar, genişlemeyi, gelişmeyi asla sevmezler. Ötesi korkarlar. Kuşku duyarlar. Kaçarlar. “Küçük olsun, benim olsun” söylemi, böylesi dönemlerde seslendirilir.

Bu kongre süreci demokratik biçimlenme ve iktidar süreci açısından çok çok önemlidir. Tüm CHP’liler kendi iradelerine ve demokratik haklarına sahip çıkarak, iktidara giden yolu açmalılardır. Topluma güven vermeyen, gelişip güçlenmeyen, toplumsal talepleri hareketinin merkezi olarak algılamayan hiçbir yapı asla ve asla iktidara yürüyemez…
Bu parti eski yöneticilerine karşı yıllarca vefa göstermiş ve onları onure etmiştir. Şimdi sıra partinin onure edilmesindedir. Bu da iktidar olmakla ancak mümkündür.

Etnik köken ya da inanç ayrımlarını bir tarafa iterek, gerçekten demokratik bir iktidardan yana olan, demokrasi bilincini olmazsa olmaz olarak alan her bireyin özgürce yan yana geldiği bir siyasal oluşum zaman geçirilmeksizin hayat bulmalıdır. Bu süreç bir fırsattır. Gücünü tabandan alan, tüm mekanizmalarıyla demokratik bir parti ancak ve ancak gerçek anlamda demokratik taleplerin seslendiricisi, savunucusu olabilir. Gerici AKP kuşatması ancak böylesi bir siyasal yapı ile kırıla bilinir.

Demokrasi havarisi geçinenlere değil, demokrasi sürecinin işletilmesine bakalım. Kendi irademizi kesinlikle yerel yaşam alanlarına yansıtalım… Yıllardır ipotekli olan adı siyasal duruşları, artık genel çıkarlar için bir tarafa bırakma ve kenetlenme günüdür.

Eskiler, eskide güzeldi deyip, yeniyi yakalamalıyız. Yeni gelecektir. Eskinin eskiden farklı verebileceği hiçbir şey yoktur…