7 Aralık 2011 Çarşamba

KAHROLSUN YARIN!

Yarın…

Bu günde olmayanı aradığımız gün, günler…

Yakalayamadığımız, ulaşamadığımız, anda bulamadığımız, her şeyi bıraktığımız yarın…
Ertelediğimiz, bu günde yaşayamadığımız, es geçtiğimiz, zaman var diyerek özensiz davrandığımız her şeyi üzerine yıktığımız yarın.. Bu günde var etmeye çalışıp zamansız tükettiğimiz yarın.

Aslında geçmiş, geçmiştir ve yoktur. Gelecek henüz gelmemiştir ve gerçekte yoktur. Var olan ve gerçek olan tek şey “an”dır. Bizde pervasızca tek gerçek olan şeyi, ‘anı’ ertelediğimiz yaşamla, yarın adına harcıyoruz. Anı tükettikçe aslında yarını da bu günden tüketmiş olmuyor muyuz? An’ı yakalayamadan yarını yakalayabilmek ve ertelediğimiz yaşamı yarında yaşayabilmek olanaklı mıdır? An’ı katlederek, yarına sahip mi çıkmış oluyoruz?

Bilmiyorum.

Belki de sürekli yarını kurgulayarak, bu günü kaçırıyoruz aslında. Yarın hayaldir, güzel bir hayal. Umutlarımızı yatırdığımız, beklentilerimizi yeşerttiğimiz, bir daha gelmeyecek bu günü yaşattığımız, insanı mutlu eden bir düş. Her hayal gibi güzele kurgulu. Olanca hoyratlığımızla hırpaladığımız an’ı mahkûm ettiğimiz yarın…

An, acıdır.
Yarın ise güzelin saklandığı yerdir. Yarın an’laşınca aynı güzellikte mi kalacak, bunu bilmiyoruz. Beklide bilmediğimiz için yarına umut yatırıyoruz. Yarın belki an’dan daha acı verici olacaktır. Belki yarında da hep an’ları arayacağız…

Bu günden kurtulabilmek için yarına sığınıyoruz, rüyalarımıza sığınır gibi. Egemen olamadığımız bu günü reddederek, tamamıyla bizim kurgumuzda olan yarını sahipleniyoruz. Yarın tamamen bizimdir. Biz yarınları istediğimiz gibi, sınırsızca düşleyebiliriz. Bu gün sizin, yarın benim…

Anları öldürüyoruz, yaşam yutuyor bizi…
Nefret kazıyoruz sokaklardan, ölümü yokluyoruz, soluk aralarımızda…
Hep bir sevinç kıpırtısı arıyor yüreğimiz.

Bir yarın kalıyor elimizde, birde belkiler…

Seni düşleyerek, seni kaçırıyorum. Umudu düşleyerek, yaşamı kaçırıyorum.
Yarın diyerek, tenimden sıcaklığını kaçırıyorum. Ben diyerek sevgiyi kaçırıyorum…
Kendimi unutuyorum. Düşlerime sakladığım kokunu, yarına bırakmadan, an da soluyorum. Gözlerim yeniden parlıyor. Yüreğim kıpır, kıpır.
Artık bir sen varsın, birde seninle geçen anlar.

Yarını bu günden tükettim. Umudu hırpalayıp, bir tarafa attım. Özlemlerimi yanıma alıp, fırladım sokağa. Çıldırasıya bağırıyorum;

Kahrolsun YARIN, Yaşasın AN!