Sıkı dur MERDAN,
yanındayız ve direneceğiz!
Bu gün eksik uyandım. Dostumu adeta kendi ellerimle
tutsaklığa bıraktım. İçim acıdı. Yaşamı boyunca hep devrimci saflarda olmuş,
kimliğini her koşulda sosyalist olarak ifade etmekten çekinmemiş ve muhalif
olarak yaşamayı bayraklaştırmış bir insanın “darbeci” suçlamasıyla içeri
atılması, ceza alması daha bir acı.
Devrimcilerin, sosyalistlerin hep bir ayağı mahkeme
kapılarında, cezaevlerinde olmuştur. Bunu her devrimci, muhalif olmanın, düzene
karşı olmanın, özgürlüklerden ve vicdandan yana olmanın mücadelesi olarak görür
ve yaşar. Tutsaklık yaptırımına boyun eğmez.
Merdan Yanardağ’da bükülmedi. Susmadı, geri adım
atmadı. Çizgisini bozmadı.
AKP diktatörlüğüne karşı direndi, 12 Eylül Askeri
darbesine direndiği gibi. Gericiliğin yaşamın her alanını kuşatmasına karşı,
demokratik değerlere karşı girişimlerine ve özgürlüklerin adım adım
kısıtlanmasına karşı duruş sergiledi.
Merdan’ın bedeli tutsaklık olarak kesildi. Düzmece
mahkemelerde, düzmece kanıtlarla, düzmece bir örgütün elemanı yapılarak,
boynuna 10 yıl gibi bir tutsaklık yükü asılarak yaşamdan koparıldı.
Sussun istiyorlardı, gerilesin, biat etsin.
Gericiliğin karşısında demokrasinin ve özgürlüklerin sesi olmasın istiyorlardı.
Yurt gazetesinin muhalif yükselişini durdurmak istiyorlardı. Gerçekleri halka
anlatarak, AKP diktatörlüğünün gerçek yüzünü tüm dünyaya göstermeye çalışan
Yurt Gazetesinin başındaki adamın, koparılıp alınması gerekiyordu. Bir direnç
odağı çökertilmeliydi. Susturulmalıydı, pek çok medya organı gibi
yandaşlaştırılmalıydı. Olmadı dağıtılmalıydı.
AKP yaşamın her alanında toplumsal cinayetler işliyor.
Onlarca yıllık birikimleri bir çırpıda harcayarak, toplumu kendi gerici
ideolojisi ekseninde yeniden biçimlendirmek istiyor. Hukuku katletti, üniversiteleri
katletti, eğitim sistemini katletti, halkın sosyal değerlerini katletti, barış ortamını, katletti, gerçeği, dürüstlüğü, samimiyeti ve dostluğu
katletti. İnsanı katletti. Halkın umutlarını, gelecek beklentisini katletti.
Bir bütün olarak yaşamı katletti.
Her dikta kendini egemen kılmak için direnç alanlarını
yok eder. Yaşamın her alanını kendisine göre yeniden biçimlendirir. Kendi iktidarını güvence altına alacak yasal
düzenlemeler yaparak, eylemlerine yasal dayanak oluşturur.
Diktatörlüğe karşı direnmek insanlık görevidir. Her insana düşen doğal haktır. Her insan
çocuklarının ve kendisinin geleceği için mücadele etme ve umut duyma hakkına
sahiptir. AKP Türkiye’nin değerlere ve
insanlarına yönelmiş bir diktatörlüktür. Ve kesinlikle AKP diktatörlüğüne karşı
direnmek meşru ve en temel haktır.
Direnmeye devam edeceğiz. Yaşamın her alanın da AKP
iktidarına karşı tüm bilgi, birikim ve olanaklarımızla direneceğiz. Cinayetlere
izin vermeyeceğiz. Susmayacağız, boyun eğmeyeceğiz ve korkmayacağız. Bu adalet katillerinden
kesinlikle hesap soracağız.
Sıkı dur Merdan yanındayız. Susmayacağız ve direneceğiz!
ÖMER
ÖDEMİŞ-15/09/2013