18 Haziran 2010 Cuma

AKLIN SOLU BİRDİR!

Yıllardır bu ülkeyi yöneten sağ iktidarların sorunlar yığınağı haline getirdiği Türkiye’de artık tahammüller tükenmiş, yaşam katlanılamaz olmuştur. Devletin resmi rakamlarına yansıyan açlık ve yoksulluk oranları tüm sınırları aşarak ülkemizin geneline yayılmış, artık resmen aç ve yoksul bir ülke haline gelinmiştir. Çalışanların artık çalışamaz olduğu, yeni iş yasalarıyla emekçilerin bir işsizlik cenderesinin içine sokulduğu, demokratikleşmenin rafa kaldırıldığı ve halkın önemli bir kısmının sorunlarının çözümüne dönük güvenlerini tamamen kaybettiği bir konjonktür de, sol bir iktidar artık kaçılmazdır.

Sol ile sağ politika arasındaki temel fark, insana bakıştır. Sol insanı nötr noktasında ele alır. Yani sol insanın, etnik kimliğini, dini inancını, yaptığı işini, toplumsal statükosunu bir yana bırakarak ele alır. Bir bütün olarak ülke insanına perspektif üretir. İnsan yaşamı sol için en kutsal değerdir. İnsanın daha özgür, daha mutlu, daha refah ve daha üretken, kendine dönük bir sistemde yaşaması için var olan solun, insan yaşamı konusundaki hassasiyeti çok daha öndedir. Önce her koşulda yaşamını savunduğu insanın, geleceğinin politikasını üretebilir. Onun için temel insan hakları sol için vazgeçilemezdir, politik odaktır.

Bu nedenle savaştan yana değildir, hep barıştan yanadır. Bu nedenle darbeden yana değildir, hep demokrasiden yanadır. Düşüncelerin, inançlarım, kimliklerin özgürce ifadesinden yanadır. Bu nedenle insanın insan onuruna yakışır bir düzeyde insanca yaşamasını savunur. Bu nedenle sol iradesel bir tercihle içinde yer alınan bir harekettir.

Sağ politikada ise, insanın iradesine bağlı olmayan, kimi temel belirlenimler öne çıkar. Din olgusu gibi, milliyet gibi. İçine doğulan koşullar sağ politika için önemlidir. Yani Türkiye de doğduk Türk doğduk, Müslüman doğduk, ya Afrika da doğsaydık? Hangi toplumsal yapı içerisinde doğma tercihini insan ebetteki belireme yetisine sahip değildir. Bu nedenle de sağ katı kuralcıdır. İnsanı, insan olduğu için değil, diğer kimi, kendisinin iradesel olarak belirleyemediği ancak taşıdığı kimlikle ele alır.

Bu nedenle sol, sağın tarihsel alternatifidir. Tarihsel ve sosyolojik olarak, yaşama, insana ve sorunlara bakışı, çözüm arayışı temelden farklı olan iki ayrı yaklaşımı palyatif gerekçelerle yan yana getirmeye çalışmak, en iyimser yorumla, siyasal saflıktır.

Sol siyasal kazanım isteniyorsa, sol değerler etkin kılınarak olabilir ancak. Sol siyasal projeler üretilerek başarı yakalanabilir. İnsan unsuru hareketin eksenine oturtularak ancak başarılı olabilir. Aklın, bilincin ve iradenin önemli olduğu sol politik biçimlenişte başarı arayışları, yine bu perspektifte tavırlar geliştirilerek, değerler oluşturularak somut kazanımlara dönüşebilir.

Türkiye’nin sorunlarının çözümünün, gerçek bir sol anlayışla mümkün olduğunun bilincinde olmalıyız. Solu iktidara taşımanın yolu, adam gibi solda durabilmekten geçmektedir.

Bilinmelidir ki, Solsuz bir Türkiye, Soluksuzdur.