Alevileri kesmek için birbirleriyle yarışıyorlar
Türkiye bizi kandırdı…
Türk polisler bizi kamplarda
eğittiler…
Suriye de yaşanan çatışma ve
katliamlarda bir dönem aktif olarak ÖSO militanı MT, Suriye de ve Türkiye de ki
mülteci kamplarında neler yaşandığını konuştuk.
Suriye halkına ve askerlerine kurşun sıkmadığını, ancak ilk olaylar başladığın da Kardeşleri ve
akrabaları ile dağa çıktığını, onlarca insanın katledilmesine tanıklık ettiğini
anlattı. Türkiye'ye geldikten sonra sık
sık Suriye'ye sınırdan geçip gittiğini, kendi köyleri dahil tüm Türkmen bölgelerinin
artık yaşanmaz durumda olduğunu, her şeyin yakılıp yıkıldığını, yağmalandığını
anlattı.
ÖSO 'ya bağlı Türkmen Tugayı olan Bayır Bucak
ordusunda yer alan M. T, kandırılarak Türkiye'ye getirildiklerini, zorla
cepheye sürüldüklerini, Suriye de katliamları yapanları tüm kimlik bilgileriyle
birlikte uzun uzun anlattı. Komutanlığını Yusuf Bal’ın yaptığı Türkmen ordusu
diye ifade edilen Bayır Bucak tugayının bölgede yaptığı saldırı ve katliamlar,
yağma amaçlı cinayetler, fidye için kaçırılıp kafası kesilen insanların ve pek
çok vahşeti tüm detaylarını gözler önüne serdi.
Suriye de katliamlar yapan,
cinayetler işleyen, yağma yapan, uyuşturucu vb. kaçakçılığı organize eden
kişinin Heysem Topalca ve Karınca Lakaplı Muhammed Abdullah olduğunu, Adil
Orli'nin Libya bağlantısı kurarak yabancıların Türkiye üzerinden Suriye'ye
gelmelerini sağladığını, Kardeşi, Ayhan Orli'nin ise, yüzlerce insanın
katledilmesi eylemine karıştığı bilgisini verdi.
Sırf inancı farklı diye
acımasızca insanları katleden bu katillerin tamamı Türkiye de. Devletin
yarattığı olanaklarda kalıyorlar. Serbestçe tüm illere gidip, her türlü kirli
işi yapıyorlar.
Muhammet Şıh İbrahim, Baba adı
izzet, Çocuk doktoru, Heysem Topalca, Baba Adı Muhammed, Adil Orli, Ayhan Orli,
Baba Adı Nebil, Muhammed Abdullah(
Karınca) Baba adı Said, Ömer Abdullah, Baba Adı Said, Ferid Mısri Baba Adı
Ahmed, Muhammed Akça( Orman Görevlilerini katleden adam) Ali Şahirli, Elinde
füze bulunan ve kentleri vuran çocukları katleden kişi, Yusuf Baldır... Bu
kişiler sözde ordular kurup, Esad rejimine karşı savaşıyoruz diye yağma, talan
ve katliamlar yapıyorlar. Sonrasında ise Türkiye'ye gelip rahatlıkla halkın
arasına karışıyorlar.
Bu katilerin Türkiye de neler yapabileceğini, ne türden cinayetler işleyebileceğini kestirmek çok güç olmasa gerek. Özellikle Sırf Alevi diye insan katleden bu yaratıkların, Alevi halkın yoğun yaşadığı Antakya ve Adana'da barındırılması tesadüf olarak yorumlamak mümkün değil.
Sırf Alevi diye on yıldır birlikte yaşayan
Alevi komşusunu gözünü kırpmadan doğrayarak öldürebilen bu katilerin, Suriye'ye demokrasi götüreceğini yalanına
inanmak mükünmüdür? Bölgede kullanılan
şiddet tam bir vahşet boyutunda. Hiçbir siyasi hareketin, insan bu kadar düşman
olacağını asla düşünmezdim. Duyduğum ürpertici Suriye gerçeklerini sizlerle
paylaşıyorum…. Kararı siz verin? AKP Suriye halkından ne istiyordu…
Ö.Ö: Türkmenlerle sürece
nasıl girildi? İlk başta nasıl girdiler?
Bir doktor vardı, Lazkiye'de.
Çocuk Doktoru. Adı Muhammed Şıh İbrahim….
Baba adı İzzet.. Şimdi biri doktor olduğu zaman tıp üstüne yemin eder değil mi?
Bu doktor kız çocuğuna da dokunmuyordu, daha aşağısına bakıyordu. Niyeti bozuk
çünkü. Hani yeminin nerde? Cephenin ön saflarındaydı, bıraktı. Heysem Topalca
ve amca çocukları vardı. Adil Orli, Ayhan Orli. Muhammed Abdullah, baba adı
Said (Karınca- Herkes Tanır - Muhammed Saidoğlu) Alevi bulduğu anda kendinden
geçiyorlar. Alevi yakalarlarsa birbirlerine para veriyorlar ben öldüreyim sen
öldür diye. Sırf alevi insanları boğazlamak için yarışıyorlar. Yakalanmış Alevi
birini satın alıp kendileri öldürüyorlar. Doktor dışındakiler genelde kaçakçı.
Doktorun daha önce hiçbir şeyi yoktu. Lazkiye de alındı dayak yedi, Adil ile
yakalandılar. Türkiye’ye geçtiler ordu kurmaya başladılar. Adil, Dr. Muhammed,
Ayhan, Heysem. Bunları Türkmenleri, Türkiye devletleri çağırdı. Daha ayaklanma
çıkmadan önce yavaş yavaş kapıdan çekiyorlardı. Pasaportla çekip kandırıp geri
göndermiyorlar. Ellerinde 100-200 kişi birikince Suriye’ye saldırdılar. 25 bin
Suriye lirası maaş ve eşine, çocuklarına
yemek, her şey güvende şartıyla getirdiler. Gıda elbise, bunlar mecbur olmalı.
Kimseye de bir kuruş ödemediler, tuzağa düşürdüler.
Sonra kendi aralarında da
bozuldular herkes kendi kafasına göre davranıyor. Doktor İstanbul’a kaçtı ailesiyle. Adil ile
Ayhan dağdalar. Adil orduyu yönetiyor Ayhan da parayı sağlıyor. Suudilerle ilişki kuruyor. Adilin ordusu 300
kişilik, Libya’dan da adam getirdi. 4 araba var. Tank yok. Tank vurucu var. 2
tank. Ayhan diplomasiyi yürütüyor, lojistiği sağlıyor. Adil Libya’ya gitti ilk
olaylar başladığında. Çeçenleri de getirdi. Türkmenistanlı 7 kişi de getirdi.
Ömer Ödemiş: Nasıl getiriyor?
Zannedersem pasaport yoluyla.
Allah için savaşa geliyorlar, mücahitler bunlar.
ÖÖ: Dine düşkünler mi?
İçkiciler, içiyorlar. Lazkiye de
rakı içtik bunla biz. Böyle işte mücahitlikleri bunların.
ÖÖ: İlk ayaklanma nasıl
oldu?
Mehmet Abdullah, Muhammet Akça,
bunlar adam kesmeye başladı. Orman görevlilerini öldürdü bunlar. İlk olayı
bunlar başlattılar Türkmen dağında. İlk Şabanlı karakoluna saldırdılar. İlk
saldırı Şabanlıya oldu..
Baskında ele
geçirdikleri kepçeyi Türkiye’ye sattılar. Olay olduğunda dağa çıkmamıştım ben,
daha evdeydim. Operasyonu yapan Abdul Emin. Kürt dağında vuruldu öldü o da. En
tehlikelisi Silo Emin, yakaladığı insanların tek tek kafalarına sıkıyor,hiç
acımıyor. . Sakalını ince çizer bu. Yayladağı’nda çadır kampta. Oraya git
çağır, gelir. Kolunda Esad’ın dövmesi vardı bıçakla kazıdı. Semir Döveci’yi kesen bu. Salah Nagman var, dudakları büyük (abu şıffe)
da deriz kendisine, o da yaşıyor. O da bu operasyondaydı.
Adil Orli, çok iyi de arkadaşımdı pezevenk. Türkiye’de okudu. İnşat Mühendisi Libya’da çalıştı, o yüzden
iyi biliyor orayı. Türkiye’de bir beton şirketinde çalıştı o şirkette
bunlara da yardım ediyor ERG İnşaat.
İstanbul’daydı galiba. Ayhan götürüyor bu işleri.
Yayladağı’nda Ahmet Resul isminde biri de bunların, gıda
işleriyle, yardım işleriyle uğraşır.
ÖÖ: Durmuş?
Durmuşu Ahmet Kalafaz biliyor. Kadın gönderiyor sürekli.
Telefonlara bakmıyor, korkuyor. Durmuş çok pezevenk… Dağdaki muhaliflere karı
gönderiyor. Heysem Silo’gil kadıncı. Karı var desem hemen gelirler.
ÖÖ: İlk grupta parayla
kandırmayla ne kadar adam geçti?
Ailece geçtiler. Ailelerini
sağlama almadan bulaşmadılar bu olaylara. Pasaportla yada dağdan önce ailelerini gönderiyorlar
sonra son adam olarak kendileri geliyor. Ailelerini güvene alıp öyle geliyorlar.
Kapıdan gelmiyorlar.
Bunlara şöyle bir tuzak kurdu,
işine yarayacakları alıyorlar kandırıyorlar. İlk 7 köy çıktı. 5000 kişi çıktı
ilk çıkışta. Havanlı, Çamırlı, Saray, sonra yaşlılar çıktı, Çardaklı var Baldırlı
var, Karabacak, Mıdırlı, Kepirli… Ajeber de çıktı, sınıra uzak olmasına rağmen.
Ordu hiç müdahale etmedi, kılını kıpırdatmadı. Türkmen köylerinde postacıya
kadar öldürdüler, Suriye Ordusu kimseye dokunmadılar. Türkmenler oyuna düştü,
boşluğa düştüler. Araplar yaptı. Suriye Ordusu, değil müdahale etmek, devriyeye
bile çıkamıyorlardı. Mesela görüntülerini izlediklerimiz ölen polisler yangın
söndürmeye gidenlere yardım edenlerdi.
Karakolda bütün insanlar öldürülünce insanlarda devlet
gelince hepimizi öldürür düşüncesi oldu. Türkmenlere, gelip sizi öldürecekler
dediler. Heysem var bu işlerin başında. Araplar var işlerin başında. Said
Mısıri, baba adı Ahmet. Kaportacı. 60 kişilik ordusu var. Mehmet Karınca, Adil,
Ayhan, Dr. Muhammed bunlar Yayladağı’nda dernek yapıyordu. Adil ve Ayhan daha
sonra ayrıldılar ama olayın başından bu yana başındalar. Türkmenleri öldürenler,
yağmalayanlar yine bunlar ve Araplar. Kendi memleketlerini yağmalayanlar,
yerdeki karolara, kadın iç çamaşırlarına kadar çalanlar kimler? Mesela bir aile alışveriş yapacak
Yayladağı’nda, kadın buzdolabının kendi buzdolapları olduğunu fark ediyor.
Heysem ve adamları ürküttü. Sizi şöyle öldürecekler böyle yapacaklar
diye korkuttular. Kesiyorlar, sürüklüyorlar köy meydanında insanları
korkutuyorlar. –diğeri Bir tanesi 7 tane polisi sakladı, Heysem geldi eve de
giremedi gece sessizce kaçırmışlar. - Ben de 2 tane alevi kaçırdım. Zamanında
bana yardımcı olan 2 kişiyi kaçırdım. Ya kafamıza sık ya kaçır dediler. Tepki
çekmeme rağmen yardım ettim. Onlar beni kesmedi ben onları neden keseyim? 2
tane Esad’ın askerleri yakalanmıştı, yaralılardı. Hastaneye geldi, hani Esad’ın
askerleri dediler, kimliğine baktılar Şam, Sünni. Dediler niye Esad’a
sıkmadınız, biz sıkacağız falan dediler. Türkmenler araya girdi ama kâr etmedi
yataklarında öldürdüler. Adil öldürdü. Rusya’ya gidiyor Libya’ya gidiyor çok
çevresi var.
Muhammed Abdullah Sağda (Karınca) yüzlerce insanı keserek katletti. Şimdi Türkiye de.
Muhammed Abdullah Sağda (Karınca) yüzlerce insanı keserek katletti. Şimdi Türkiye de.
ÖÖ: Silahlar nerden geliyor?
Silah çok... Türkiye’den geliyor. Ambulansla gelen paketlerini açtım, malzemeleri gördüm...
Roket, patlayıcı, her şey var… Hepsi ABD malıydı. Türkiye sınırında Yamadi
köyünde teslim alıyorlar. Silahlar Yayladağı’ndan geçiyor. Zaman zaman
ambulanslarla taşınıyor.
ÖÖ: Türkiye’ye
geldiler. Yayladağı’nda artık nerde kaldılarsa. Ondan sonra Reyhanlı oldu.
Türkmenler için kamp önce Yayladağı’nda sonra Osmaniye’de
kuruldu. Bazısı İslahiye’ye gitti bazıları gitmedi. Humuslu Türkmenler var
Türkçe bilmez onlar İslahiye’ye gitti. Mustafa Baba… mahallesinde. Cisri Şuğur olayları daha başlamadan Yayladağı’nda
kamplar yapıldı, Cisri Şuğur ilk ateşlenen yer oldu. Dama, Tükencim
bölgeleri ilk ateşlendi, Yayladağı’nın
hemen karşısı. Orada olduğunda asker geldi, asker gelince kamplar yapıldı
başlanmaya. Ne Arap ne Türkmen kimse Türkiye’ye ye kaçmadı.
Ayhan Orli, Türk istihbaratıyla işbirliği yapıyor. Çok yoğun bir
anlaşma var.
ÖÖ: Kampta eğitim verenler?
Türkiye’den sadece 7 kişi geldiler. Birinin ismi çok
geçiyordu, saçı kıvırcıktı; Mübarek, başlarıydı. Zorla namaz kıldırıyorlardı...
7-8 ay kadar eğitim veriliyor. Halep’ten de geldiler yanımıza eğitim almaya. 45
gün eğitime 100 kişi geliyor, 45 gün geçince 100 kişi daha geliyor. Rakka’dan
da gelenler var. Önce Türkmenler eğitiliyor onlar da Araplara veriyor. Eğitim
dili Türkçe olduğundan Araplar anlamıyor bu sebeple böyle yapılıyor. 4bin 5bin
kişi var eğitime gelen. Doğu
Türkmenlerinden gelen çok. Çeçenlerden çok. Dünya’da ne kadar taramalı makine
varsa eğitim amaçlı hepsinden birer tane getirtip eğitimini verdiler. Sıkı bir
eğitim vardı. Geçiş zor ama askerin fark etmeyeceği sınır bölgelerinden de
giriş çıkış yapılıyor. Kesab’a saldırılmasının planlayan Dr.. 300 kişi
hazırlandılar saldırılacaklardı ama halk ayaklandı, sahip çıktı. Jandarma
dağıttı. Yoksa Yayladağı’na girilirdi. Ama bekliyorlardı. Tam hazırlıklı
bekliyorlardı.
ÖÖ: Bunlar bu kadar rahat gidiyor, çıkıyor, yağmalayıp
ticaretini yapıyor bizim asker ne yapıyor?
Devriye 6-6 ı olduğu için devriyeye denk gelmediği sürece
yakalanmıyorsun. Yakalanınca da sınır dışı var. O da pek bir işe yaramıyor.
Kadınların iç çamaşırlarından musluklara parkelere kadar kendi halklarını
yağmalıyorlar. Gece bir yeri ateş veriyor, orman yanıyor tarla açıyor. Elektrik
direklerini kesiyorlar, kabloları getirip satıyorlar burada hurdacılara. Köylerde
elektrik direğiymiş kabloymuş hiçbir şey kalmadı. Köyler tamamen bitti.
ÖÖ: Kaçak uyuşturucu işi de
yapıyorlar mı?
Yamadık köyünde 5 tane Arap var
uyuşturucu geçiriyorlar. 4 kişi yakalandı 1’i ölü. Jandarma vurdu. Başka bir
yerde Herkelli köyünde yine uyuşturucu satıyor adam. Summak çiçeği kadar
miktarını –bir sigaranı doldurmaz- Türkiye parasıyla 50 liraya satıyor. Esad’a
karşı savaşmak için ne istersen verim diyor. Bütün güçler orada değil mi... 10
kilo esrar ve biraz para orayı al desen alır orada kimseyi bırakmaz esrar için.
ÖÖ: Türkiye’ye getiriliyor
mu?
Getiriliyor her tarafa. Kamplarda da çok içiliyor. Yayladağı’nda Arap
kampında adamlar esrar bahçesi yapmış. Polis gördü diye ayağına sıktı polisin.
Sonra özel harekât operasyonuyla toplandı esrarları, ekip de sınır dışı edildi.
Önümüzdeki şu, devlet otoritesinin kaybolduğu her yerde esrar ekiliyor.
Akçabayır hem çok yüksek hem yolu zor mesela. Ekmeyi de biçmeyi taşımayı da
Araplar yapıyor, topraklar Türkmenlerin. Tüm Çukurova bölgesine satılıyor bu
esrarlar. Şıkmanlı var işin içinde. Heysem sınırı güvene alır, geçişi sağlar.
Sana tank teslim eder hatta sınırda anahtarı üstünde. Konya’yla İstanbul’la
bağlantı kuran, Türkiye’den eleman toplayan, kandıran bu. Heysem. Çok ciddi
bağlantıları var. Konya’da Allah kendi orada. Ticaret yapan insanları da kandırıp
para alıyordur muhtemelen.
ÖÖ: Ne kadar Türkmen var
kamplarda?
Osmaniye’de 18 bin 500. Evlerde
çok. Yayladağı’nda çok. Osmaniye’de evlerde en az 5-6bin kişi var evlerde. Yayladağı’nın kampları küçük ama bütün evler
dolu. Türkmenler bulaşmayacaktı bu işlere ama Heysem gibi pezevenkler yüzünden
karıştı ortalık. Türkmenler korkaklar, bulaşmazlardı.
Kurşuna dizilmek senin için ödül
orada. Günlerce haftalarca işkence yapıyorlar.. Mezbahana gibi her yer resmen.
Türkmenler Selefiliğe doğru kayıyor, tehlikeli bir şekilde.
ÖÖ: Bunların hepsinin
ordusu mu var?
Şimdi diyelim ben tek başımayım,
silahım var, mermim var. Bir eve dalmış girmişim, bitti. Ev benim. İsterse
gelsin ev sahibi, ev Esad’ı düşürene kadar benim diyorum. Sesini kimse
çıkartamıyor. Sonra çevremdekilere, tanıdıklara gel bana katıl diyorum.
Katılırsan beraber, operasyona gideceğiz,
ele geçirdiğimiz her şeyi paylaşacağız diyorum. mesela. 10 keleş, 2 kutu
mermi, buzdolabı, ıvır zıvır ne kadar şey ele geçirdiysek hepsi satılır
Türkiye'de, bölüşülür.
Acı bir hikâye daha var
Lazkiye’nin Nebiyunus köyünü baskınında onlarca Alevi'yi esir aldılar,
Türkiye'ye getirdiler.Yamadi köyüne, Sınıra getirildiler. Suriye ordusunun
basmasından korkuyorlardı. O alevi köyünü yaktı tamamen Heysem. Köylünün
tonlarca zeytinyağını çalıp, Türkiye'ye getirip sattılar. Köyü Allahtan önceden
boşaltılar. Nebiyunus gibi gaflete düşmediler. Nebiyunus son baskındı Lazkiye’de kaç kişiyi kestiler.. Şeyh Bedrettin Gazeli öldürdüler, kafasını
kestiler. Kafası yoktu videoda.
Polis karakolunu basarak 11 polisi katleden Muhammed Akça
Kampta dinleniyor
Debbuz isminde biri bastı. Köşedağ’dan geldi. Cebelzavzi, Altınözü’nün
üstünde. Geldi, Arap bu. Türkmenler katılmak istediler baskına ama Debbuz kabul
etmedi. Arap gruplardan yardım istedi. Halep’ten destek istiyorlardı ama yardım
istedikleri Arap gruplar Lazkiye Limanını bana verirseniz basarım diyor.
Babasının mirasını paylaşıyor. 1 günde alırım tüm Lazkiye'yi diyor. Kendi
adamlarını getirdi. 400 den fazla kişiyle bastılar. Mermi, silah ve ufak tank
vardı. 950 sivil götürdüler Türkmen Dağı’na. Türkmen Dağı’nı Esad bombaladığı zaman
Ressal köyüne götürdüler. Sonra tekrardan Türkmen Dağı’na getirdiler, her köye
5-6 aile koydular. Sonra hepsini
öldürdüler.
ÖÖ: Şeyh Bedrettin kimin
elindeydi?
Çeçenlerin. Çünkü Ruslar istedi
onu diye Debbuz onu Çeçenlere verdi. Bir takas oldu. Tank mı aldılar
karşılığında bir yerden, kesin bilmiyorum. Destek oldular silahta.
ÖÖ: Cezaevi olarak
kullandıkları yerler var mı?
Camilerin altı. Her caminin
altında bulunabilir. Önceden çok kalabalık bir esir grubuna şahit olmuştum ama
kurtaramadık. Hepsini öldürdüler.
ÖÖ: Türkiye sınırında bunların elinde kaç köy
var?
Tüm Türkmen köyleri bunların
elinde. 38 köy. Suriye ordusu bölgeye
geliyor dağıtıyor, sonra geri çekiliyorlar. Bunlarda o zaman kaçıp Türkiye'ye
geliyorlar, sonra tekrar aynı bölgeye gidiyorlar.
Nureddin Baybars Ordusu var.
Ordunun başı Ali Muhammed Şehirli. Füzeler onların elinde. Havanlı’dan atıyor.
Lazkiye'ye rastgele elindeki füzeleri atıyor, korku yaratıyor. Konya’nın eski
sanayisi araştırılmalı. Bütün gıda ve lojistik Türkiye’den sağlanıyor. Bütün
markalar Türk.
Bu gün çok kötü durumdalar. Dağda
birbirlerini yiyorlar. Heysem Topalca’nın şimdi bile kaldığı yeri biliyorum. Devlet
onu bıraktı. Onula iyi ilişkileri var. Tutamaz. Ama artık işin sonuna geldiler.
Türkmenler kandırıldı. Hepimiz insanlıktan çıktık. Türkiye bizi tuzağa düşürdü…
Daha çok şey anlatıyor M.T. 3
çocuğuyla sefil bir yaşam sürüyor. Arada bir sınırı geçip köyüne sıkıntılar
içinde gidip geliyor. Bir an önce bunların temizlenip normal insani yaşamımıza
dönmek istiyoruz diyor.
Suriye de cinayetleri organize eden Ayhan Orli Deniz Feneri Dernegi yöneticileri ile birlikte

Suriye de cinayetleri organize eden Ayhan Orli Deniz Feneri Dernegi yöneticileri ile birlikte