ÖNCE ASTILAR SONRA KİTABINA UYDURDULAR!
12 Eylül sonrasında
Necdet Adalı, Mustafa Pehlivanoğlu ve Serdar Soyergin ‘in haksız, hukuksuz ve
yasalara aykırı idam edildiği ortaya çıktı. Bu çocukların asıldıkları tarihte,
Türkiye Büyük Millet Meclisi kapatılmış ve yetkilerinin Milli Güvenlik Konseyi
(MGK) tarafından devralındığına ilişkin kanun çıkmamıştı. Dolayısıyla bu
idamların MGK tarafından onaylanması hukuksuz, haksız ve yasadışıydı.
12 Eylül 1980 darbesi sonrasında
çıkartılan, 27 Ekim 1980 tarih ve 2324 sayılı “Anayasa Düzeni Hakkında Kanun”
geçici Anayasa hükmü niteliği taşıyordu. Yasa TBMM’nin yetkilerini Milli
Güvenli Konseyi’nin, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini Konsey Başkanının kullanacağı,
MGK’nın karar ve bildirilerinin Anayasaya aykırılığının öne sürülemeyeceğini
hükme bağlıyordu. Daha öncesinde de
Milli Güvenlik Konseyi adına aynı gün 9 bildiri yayınlanmış ve bu bildirilerin
tamamını MGK adına Kenan Evren açıklamıştı. 25. Eylül 1980 tarihinde ise “
Milli Güvenlik Konseyi İç Tüzüğü ”yayınlanmıştı.
12 Askeri darbesinden sonra
çıkartılan ilk kanun 27 Ekim 1980 tarihin de “Anayasa düzeni hakkındaki” 2324 sayılı
kanundu.
27 Ekim 1980 tarihinde çıkartılan “Anayasa Düzeni Hakkındaki Kanun ”un 2.
maddesinde aynen şu denilmektedir.
“Anayasada Türkiye Büyük Millet Meclisine, Millet Meclisine ve
Cumhuriyet Senatosuna ait olduğu belirtilmiş bulunan görev ve yetkiler 12 Eylül
1980 tarihinden itibaren geçici olarak Milli Güvenlik Konseyince ve
Cumhurbaşkanına ait olduğu belirtilmiş bulunan görev ve yetkilerde Milli
Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanınca yerine getirilir ve kullanılır.”
Aynı kanunun 7. Maddesinde ise; “ Bu kanun Resmi Gazete’ de
yayınlandığında, 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren yürürlüğe girer.”
TBMM’nin yetkilerini, Milli
Güvenlik Konseyi 27 Ekim 1980
tarihinde üstleniyor. TBMM’ye ait olan bu yetkiler arasında, Mahkemelerce
verilmiş idam cezalarının onaylanması yetkisi de var. Olağan koşullarda, mahkemelerce
verilen idam cezaları, Yargıtay tarafından da onaylanır ise son karar için
TBMM’ye gelir. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu kararları gündemine alarak
oylar. TBMM’ce onaylanan idam cezaları,
uygulanabilir.
Milli güvenlik Konseyi bu üç
gencin idam edilmesi kararını yetkisi olmadan vermiştir. MGK’nın yetkisiz
olarak onayladığı bu üç idam “cinayet olarak “ nitelendirilmektedir. MGK,” İntikam
duygusuyla önüne gelen ilk dosyaları” yetkisi olup olmadığına bakmaksızın infaza
yönelmiştir.
Necdet Adalı ve Mustafa Pehlivanoğlu 7 Ekim 1980, Serdar Soyergin
’in ise 25 Ekim 1980’de gerçekleştirilen cinayetinden sonra, MGK geriye
dönük anayasa değişikliği yaparak, idamları yasal hale getirmeye çalışmıştır.
Hiçbir hukuki yetkisi olmadan 3
gencin öldürülmesi cinayetine katılan herkes suç ortağı olarak ilan edilmesi
gereği üzerinde durulmaktadır. Hukukçular, 12 Eylül hukuksuzluğunun bu olayla
daha da öteye götürüldüğünü belirterek ,” İdamları izleyen Savcılar, Hakimler,
Doktorlar, idam alanında yer alan askerler, gardiyanlar, ip çeken cellatlar ve
kararı uygulayan adalet bakanlığının bu cinayetlerin failleri olduğunu”
söylüyorlar.
ÖMER ÖDEMİŞ /YURT GAZETESİ